Mısır Tutsaklığı ve Kurtuluş

Mısır’dan Çıkış 1. Bölüme

Tanrı, peygamber Hoşea aracılığıyla Hoşea 11:1’de şöyle dedi, “Çocukluğunda sevdim İsrail’i, oğlumu Mısır’dan çağırdım.” (Ayrıca bkz. Matta 2:15). Tanrı halkının Mısır’da ikamet etmelerinin sevecen ve ilahi bir amacı vardı. Peki, neydi o amaç? O dönemin, İsrail tarihindeki önemi neydi?

Açıkçası büyüme olarak görülüyor. Yakup’la birlikte Mısır’a gitmiş olan “yetmiş kişi” (Mısır’dan Çıkış 1:5), o dönemki dünyada var olan diğer ulusların arasında yer alabilecek biçimde çoğaldılar. Bu büyümenin yer aldığı bölgenin doğasını araştırın. Mısır yerleşik bir ülkeydi; on iki oymağın coğrafi ve sosyal açıdan asla birleşemeyecekleri Filistin ülkesi gibi değildi. Ancak baskı görmelerine rağmen, içeriden ve dışarıdan gelecek olan tehlike ve saldırılardan korunmuş durumdaydılar — daha sonra bu büyüme ve çoğalma döneminin devamıyla, bu tarz tehlikeler Mısır’daki temel güvenliği yavaş yavaş sarsmaya başladı.

Mısır, İsrail için bir bekleme dönemiydi. Tüm bu büyüme kısa sürede gerçekleşmedi. Bu büyüme tam dört yüz otuz yılda gerçekleşti (Mısır’dan Çıkış 12:40–41). Bu uzun süreç, iman atalarının ve Musa’nın döneminde, sonu aydınlık olan karanlık tünel gibi görünse de, Tanrı halkının beklemek dışında yapabileceği başka bir şey yoktu. Onlar Tanrı’nın vermiş olduğu vaadin sahipleriydiler, ancak vaadin Tanrı’nın kendi bileceği zamanda, Tanrı’nın bir önder atamasıyla, ulusal kaderin belirleneceği anda gerçekleşmesini beklemeleri gerekiyordu. Hoşea 11:1’de ifade edildiği gibi, bu “oğul,” Baba’nın “çağrısını” alıncaya dek beklemeliydi. Mısır’da geçirdikleri dönem, İsraillilerin zihinlerinde kalıcı bir intiba bıraktı. O dönem, Tanrı’nın gri bir duvara kendi renkli yüce kurtarışını çizdiği bir dönemdi. Kurtuluşu Tanrı bilip tasarladığı için kendisini onlara sık sık “Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim” diye tanıtıyordu.

Üçüncü olarak, Mısır’da geçirdikleri bu dönem, İsrailliler için bir ceza dönemiydi. “Yusuf hakkında bilgisi olmayan yeni bir kral Mısır’da tahta” (Mısır’dan Çıkış 1:8) çıktığı zaman, Yakup soyundan olanlara karşı yapılan baskılar başlayınca, onlar da herkes tarafından bilindiği üzere acı çekmeye, tutsak edilmeye ve umutsuz olmaya başlamışlardı (14. ayet). Her doğan erkek çocuğun öldürülmesi buyruğu verilince (22. ayet), Mısırlıların asıl niyetinin soykırım olduğu görüldü. “İnsan için boyunduruğu gençken taşımak iyidir” eğer bu doğruysa, demek ki İsrailliler’in tahsilini almış oldukları okul disiplini gerçekten iyiydi. Doğru, sonraki hikâyeleri okuduğumuz zaman, insanların son derece dönek olduklarını aşikârdır. Buna rağmen, İsrail’in mukayese edilebileceği başka bir ulus da yoktur. Ve pek muhtemeldir ki, Musa ve Yeşu’nun önder oldukları dönemde, ilahi vahyi alarak benimseyecek ağırbaşlı başka bir halk da olmayacaktı. “Halkının çektiği acıları” görüp, “ettikleri feryadı” işiten ve kurtarılmaları için Musa’yı gönderen Tanrı, bu ulusun yüreğine kurtuluşu tarihsel kayıt olarak yazmıştır. Ulusal tarihlerinde Tanrı’nın gücünü ve lütfunu hatırlatan ve asla inkâr edemeyecekleri ve unutmayacakları bir hikâye vardır.

Mısır’dan Çıkış 5—15. Bölümler

Bu bölümlerin hepsi, İsrail’in Mısır’da yaşadıkları ile ilgilidir. Bir sonraki ders, Tanrı’nın önder olmak üzere seçtiği kişinin karakteri ve yaptıklarıyla ilgili olacaktır. Musa’nın imkânsız gibi görünen, büyük köle ordusunu efendilerinin ülkesinden çıkarma görevini başarıyla yerine getirmesi, Firavun ve halkının zihinlerinde Tanrı’nın gücüyle ilgili izlenimleri aracılığıyla gerçekleşmiştir. Bu devamlı, birleşik ve gittikçe artan bir izlenimdi. Elbette, doğaüstü araçlar olmadan böyle bir izlenim oluşmazdı. Bu nedenle Mısır’dan Çıkış kitabının mucizelerle dolu olması bizi şaşırtmamalıdır. Şüphesiz başlarına gelen “belalar” yaşadıkları coğrafyaya yabancı değildi. Ve İsrail’in Kızıldeniz’den geçtikleri yüce kurtuluş olayındaki anlatıya göre (Mısır’dan Çıkış 14:21), kuru topraktan geçişleri, koyun sığ olan bölgesinde esen güçlü rüzgârla çekilen sulardan dolayı gerçekleşmiştir; rüzgârın gücü azaldığında sular yeniden koya dolmaktaydı.

Bununla birlikte, yaşanan olaylarda, O’nun kendi özel amaçlarını gerçekleştirmek üzere kullandığı araçlarda “Tanrı’nın elini” yok saymak mümkün değildir. Musa’nın Firavuna sözünü ettiği belalar, Musa’nın bildirdiği zamanda, bildirdiği biçimde ve bildirdiği sırayla geldiler. Bunlar, kralın inatçı yüreğini nihai biçimde etkileyen şeylerdi. Ve İsrail’e önlerindeki sulara doğru yürümelerinin buyrulduğu ve Mısırlıların “İsrailliler ülkede şaşkın şaşkın dolaşıyorlardır, çöl onları kuşatmıştır” (Mısır’dan Çıkış 14:3) dedikleri anda — Tanrı’nın buyruğuyla doğu rüzgârı esmeye başladı; İsrail güvenli biçimde geçtikten sonra ise rüzgâr dindi. Böyle şeyler “olmaz.” Hâlbuki olanlar, İsrail’de, Mısır’da ve o dönemdeki uluslarda derin bir etki yarattı; hepsi tüm o olanların İsrail’in Tanrısının işi olduğu konusunda hemfikirdi (Mısır’dan Çıkış 15:11,14–16; Yeşaya 2:10).

Musa ve Harun Tanrı’nın ismiyle onlara geldiklerinde, aslında onları gönderenin atalarının Tanrısı olduğunu bilmeleri halk için son derece önemliydi. Halkın ve önderlerinin hissettikleri bu ihtiyaçtan dolayı, Tanrı kendi isminin Yavhe olduğunu (“Ben’im” anlamına geliyor Mısır’dan Çıkış 3:14–15) Musa’ya bildirmiş ve bunu İsraillilere de beyan etmesini buyurmuştu; öyle ki, O’nun “İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı” olduğunu ve böylece Musa’nın, atalarına uzun bir süre önce vaat edilenleri onlar için gerçekleştirmek üzere geldiğini bilebilsinler. Fısıh gecesi, Tanrı’nın İbrahim’e verdiği sözün gerçekleşeceği andı (Mısır’dan Çıkış 13:10–11). Sözün nasıl gerçekleştiği ve sonrasında da nasıl tamamlandığı sonraki derslerimizde açıklanacaktır.

Sorular

  1. İsraillilerin çoğalarak, aileden ulusa dönüşmeleri için Mısır’ın Filistin’e göre ne gibi avantajları vardı?

  2. İsrail için kendi tarihinin başlangıcındaki olumsuz bekleyişin ne gibi bir değeri vardı?

  3. Gelişim sürecinden geçerken yaşanan zorlukların halk olarak İsrail’de ve bireysel olarak bir insanda yarattığı etkiyi karşılaştırınız.

  4. Mısır’ın başına gelen on belayı sırasına göre yazınız. Ne kadar “doğal” nitelendirilebilirler?

  5. Doğu rüzgarı Kızıldeniz’de estiği zaman, Tanrı İsraillileri Mısırlıların ordusundan kurtarmak için ne yaptı?

  6. Kutsal Kitap’ın bu aşamasında onca mucize görmemiz bizi niçin şaşırtmamalıdır?

  7. Tanrı, kendisini insanların zihinlerinde atalarının Tanrısı olarak nasıl tanımlıyor? Tanrı’nın kişisel ismi nedir?