Hâkimler Dönemi
Hâkimler ve Rut Kitabı
Mısır’da, İsrail büyüyerek aile olmaktan çıkıp halk oldu. Çölde halk bir ulus oldu. Ulus, zafer kazanarak bir toprağa sahip oldu. Fakat zaferin sonrasında gelen Hâkimler döneminde, bu istikrarlı gelişim aksamaya başladı. O dönemde neler oldu?
Oymaklar arasındaki birliğin intizamsızlık yaşadığı görülüyordu. Birinin düştüğü tehlike her biri için trajediye dönüşünceye dek, kendi kökenlerinin farkında olmalarına rağmen, ortak bekaları için yapacakları işlerde ün ve haklar konusunda birbirlerine yardım edemeyecek kadar takıntılılardı.
İbranilerin ele geçirdikleri bölgenin doğası, bu bölücülük eğilimine kapı açtı. Dağdan yaklaşık dokuz yüz on metre aşağıda bulunan Ürdün Vadisi’ndeki yarık, doğu azınlığını batı çoğunluğundan ayırmaktaydı. Batıda dağ eteğindeki tepeleri denizden ayıran bir ova vardı. Bu ovada yalnızca İsrail’in birlik olmasıyla mağlup edilebilecek Filistliler gibi düşmanlar yoktu, ancak çabucak değişmiş İbrani göçmenler de vardı. Denizden Ürdün’e doğru dağ kuşağının hemen karşısında, deniz seviyesinden Ürdün’ün alt seviyesine kadar değişen neredeyse kırılmamış bir ova (Esdraelon) uzanıyordu. Bu da kuzey (Celile) dağında yaşayanları, güneydekilerden (Efrayim) ayırıyordu. Kuzeyle güney arasındaki iletişimin, çetin, dar ve engebeli tepeler dışında, dağların büyüklüğü ve vadilerin derinliğinden dolayı Hevron, Yeruşalim, Şekem ve Yizreel’den geçen ana yol ile sağlandığı herhangi bir haritada görülebilir.
Bu koşullar göz önünde bulundurularak, İbrani ulusunun bölünmesine engel olacak olumlu yalnızca tek bir güç vardı. Bu güç, Yahve’nin diniydi ve bu dinin etkisi, insanlar sadık oldukları sürece görülebilirdi. Harun’un soyundan gelen ve doğal olarak Musa ve Sina’da yaşananları hatırlayan bir baş kâhin vardı. Tek bir Tapınak vardı, Antlaşma Sandığı ve sözün beyanı yapılır, yılda üç kez de hac ziyareti gerçekleştirilirdi. Tüm İbraniler için tek bir Yasa vardı; diğer tüm ulusların yasalarından çok farklıydı ve tek ahlaki ve ruhsal Tanrı’nın doğasını ve iradesini açıklardı. Tüm bunlar onların “teokratik” yani Tanrı tarafından yönetilen güçlü bir ulus olmaları için sağlanmıştı. Lakin insanlar sadık kalmadılar. Bu kez Hâkimler döneminde hataya düştüler.
Bu dönemi anlatan Hâkimler kitabı, bazılarının İsrail’in belirli düşmanlarıyla bağlantılı olduğu uzun bir isim listesini verir ve kurtarılan bazı oymaklar veya oymak grupları olduğunu ve belirli yıl aralıklarında, kurtarıcının halkı “yargıladığını” yazmaktadır. Bu listelerde en çok göze çarpan isimler, kuzeyde Debora ve Gidyon, Ürdün’ün (Gilad) doğusundan Yiftah ve güneyde de Şimşon’dur. Diğer hâkimlerin birçoğu bizim için isimden biraz fazlasını ifade ederler. Debora’nın dikkat çekmesinin nedeni sadece kadın olması değil, ancak aynı zamanda Barak’ın Karmel Dağı’nın yakınlarında Kenanlıları mağlup etmesi sonucunda söylediği harika zafer “şarkısıdır.” Gidyon stratejileri, kararlılığı ve kazandığı zafer sonucunda kendisine teklif edilen ancak “Size RAB önderlik edecek” (8:23) diyerek kabul etmediği krallık ile akıllarda kaldı. Oğlu Avimelek, Şekem kenti ve çevresinde kral olarak belirlenmiş ancak işlediği günahlardan dolayı helak olmuştu (9:6, 56). Yiftah genellikle doğu Ürdün bölgesine odaklı bir biçimde hizmet etmişti, ancak İsrail için duyduğu “üzüntü” onun İbrani dayanışmasını sergilemektedir. Şimşon’un resmedilmeye değer hikâyesi, ufak tefek aşklar ve nefretler, bilmeceler ve şakalar ile dolu olmakla birlikte, tamahkarlığının kurbanı olarak ölmüştür. Fakat ne Şimşon ne de ondan sonra gelen hiç kimse kalıcı hiçbir şey gerçekleştirmemiştir.
Hâkimler kitabını çalışırken dikkat edilmesi gereken iki şey vardır. Birincisi, kitapta bir hâkimin hikâyesinin diğerinden sonra gelmesi, zamansal olarak da öyle olduğu anlamına gelmez. Hâkimler 10:7 ayeti, farklı dönemlerde ve farklı düşmanlar tarafından yapılan baskıları aynı anda olmuş gibi yazmakta ve hikâyenin sonunda her bir hâkime verilen zamanın, bu sürenin toplamını bulmak için güvenli bir biçimde eklenemeyeceğini göstermektedir. Ve ikincisi, verilen zamanlar (yaklaşık kırk veya seksen yıl), kronolojik tablo çıkarmak üzere kesin bir yıl sayısı olarak değil, ancak tersine “yuvarlak sayı” olarak ele alınmalıdır. Aynı biçimde 1. Krallar 6:1 ayetinde dört yüz seksen yıl olarak verilmiş yıl sayısı, aslında Mısır’dan Çıkış döneminden Süleyman’a kadar geçmiş zamanı ifade etmek amacıyla on iki kere kırk yıl şeklinde ifade edilmiştir. Çünkü bizler başlangıçta halkın çölde geçirdikleri kırk yılı ve Süleyman’ın krallığından hemen önceki Eli (1. Samuel 4:18), Saul (Elçilerin İşleri 13:21) ve Davut (1. Krallar 2:11) için üç tane kırk yıllık dönemi çıkarırsak, o halde Hâkimler dönemi için sekiz tane kırk yıllık dönem olmuş olur. Sekiz çarpı kırk, üç yüz yirmi eder. Bu üç yüz yirmi yıl da, Hâkimler 11:26’da Yiftah tarafından, kendi günlerini Musa’nın günlerinden ayırmak amacıyla üç yüz yıl olarak yazılmıştır. Bu şartlar altında, okuduğumuz önemli şahsiyetlerin kesin tarihlerini belirtmeden, arkeolojinin getireceği yeni aydınlanmaları beklemek bilgece bir tutum olacaktır.
Hâkimler kitabında üç tane ek vardır. Birincisi, 17 ve 18. bölümlerin dâhil olmasıyla bize, Dan oymağından olanların en kuzeye nasıl yerleştiklerini ve Kenan’ın kuzey sınırı –“Dan’dan Beer-Şeva’ya”– olarak kabul edilen Dan kentindeki putperest tapınağın kökenini açıklar. İkinci ek, Hâkimler kitabının üç bölümünü kapsar ve Benyamin oymağı ile diğer oymaklar arasında “Giva’da işlenen günah” (Hoşea 10:9) yüzünden çıkan iç savaşı ele almaktadır. Üçüncü ek ise, Kutsal Kitap’ta başka bir kitap olmuş Moavlı Rut’un hikâyesidir. Hikâye, çekiciliğinin yanı sıra, Beytlehem ailesinin yakında ülkeye büyük kral Davut’u bahşedeceğini açıklaması hususunda dikkat çekmektedir.
Sorular
-
Yeşu jenerasyonunun ölümüyle, İbrani birliğinin bozulmasına neden olan şeyler nelerdi?
-
Oymakları bir arada tutmaya zorlayan güçler neydi? O güçler niçin yetersizdi?
-
İsrail’i o dönem yöneten kişiler nasıl belirlenirdi? O “hâkimler” günümüzde bildiğimiz hâkimler gibi miydiler? Bunun yanı sıra neler vardı?
-
Üç oymak grubu, ortak önderlerinin bir araya gelmesiyle ne yapmaya çalıştılar? Bu grupların her birine ait seçkin birer hâkimin sömürülerini anlatınız.
-
Dönemin kronolojisini kurmak için bu kitaptaki rakamları hangi düşünceyle kullanmalıyız?
-
Rut kitabı ile Hâkimler kitabının kapanış bölümü arasındaki ilişkiyi belirtiniz. Rut’u tarihsel olarak ayrıcalıklı kılan şey neydi?