Yahuda, Hizkiya’dan Sürgüne
2. Krallar 18—25. Bölümler; 2. Tarihler 29—36. Bölümler; Yeşaya (bir kısmı); Nahum; Habakkuk; Sefanya; Yeremya; Ağıtlar; Hezekiel 1—32. Bölümler
Yahuda her ne kadar Kuzey Krallık yıkılmadan önce bulunduğu durumdaki gibi görünse de, hiç öyle değildi. Hizkiya’nın babası Ahaz’a karşı gelerek Aram ve İsrail ile girdiği savaşta Asur’un yardımını isteyince, ortaya çok farklı bir durum çıkmış oldu. Artık Asur devleti ile Yahuda arasında “tampon devlet” kalmamıştı. Ve Yeruşalim’in Asur’un tüm gücünü hissetmesi, Samiriye’nin yıkılışından yalnızca yirmi yıl sonra oldu. Ninova’yı Asya’nın sahibi yapan, Yeruşalim’e ordular göndererek Hizkiya’dan başkentini teslim etmesini talep eden Sanherib, listedeki altı büyük kral arasından dördüncüsüdür.1
Bu kralı yöneten ise başka bir ruhtu. İnancı Yahve’de olmadığı için başarısız olan Ahaz’a, Pekah ve Resin’e karşı direnmesini söyleyen büyük peygamber Yeşaya, Ahaz’ın oğlunun daha büyük bir buhranda İsrail’in Tanrısına imanı olduğunu gördü. Bu imana karşılık olarak Yeşaya Tanrı tarafından, kralın ve halkın büyük kurtuluşa erişeceklerini onlara bildirmek üzere görevlendirildi. Görünüşe göre hiçbir umut yoktu. Fakat Tanrı’nın emrinde olan kaynaklar sınırsızdır ve bir anda “Yahve’nin meleği” Asur ordusunun gururunu yerle bir etti ve çekilmelerini sağladı (2. Krallar 19:35). Bu olayları kayda geçiren antik dönem kraliyet yazmanlarının, kendi kraliyet kahramanlarının mağlubiyetlerini yazmak gibi bir gelenekleri yoktu. Ancak Sanherib hakkındaki kayıtların satır aralarında, Asur ordusunun Kutsal Kitap’ta bahsedildiği gibi büyük bir facia yaşadığı yazılmıştır. Yahve, halkının O’na olan imanını ödüllendirmiştir.
Mesih’ten önce yedinci yüzyıl yani bu olaydan hemen sonrası, Asur krallığının en zirveye çıkmasına ve Basra Körfezindeki halk olan ve geçmiş dönemlerin en büyük görkemini antik Babil’i yöneterek elde etmiş olan Kildaniler tarafından aniden yıkıldığına tanık olmuştur. Zaten Hizkiya’nın hükümranlığında bile bu Kildaniler, Melodak-Baladan önderliğinde, Ninova’nın büyüklüğüne meydan okumuş ve bunu yaparak batıda kendilerine müttefik devletler bulmaya çalışmışlardı. Yahuda kralı gurura kapılıp, Kildani temsilcilere kendi hazinelerini gösterince, Yeşaya, Yahuda’nın son yıkımının ileriki günlerde bu kaynaktan geleceğine ve önceden tahmin edebilecekleri gibi Ninova’dan gelmeyeceğine dair uyarıda bulunmuştur.
Hizkiya’nın varisi Manaşşe, gerçekten de bir süreliğine Babil’e esir olarak götürüldü, ancak onu esir alan kişi Asur kralıydı (2. Tarihler 33:11). Manaşşe, kendi büyük kötülüğünden dolayı cezalandırılmıştı çünkü Davut’un soyundan gelen en kötü adam olarak resmedilirdi; putperest ve korkunç bir zalim. Buna rağmen hükümranlığı uzun sürdü ve sonunda tövbe edip Yahve’ye döndüğünü söyledi. Ancak tövbe etmesi, oğlu Amon’un kötü yolları izlemesine engel olmadı. Halkın iki yıl içerisinde başkaldırması, Amon’u tahtından etti, ne var ki, tahta genç oğlu Yoşiya geçti. Yoşiya’nın hükümranlığı, Yahuda tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Krallar, Tarihler ve Peygamberlerden mümkün olan her şeyi derleyen Yoşiya, devamlı ve gittikçe artan biçimde ülkenin putperestlikten arınmasını sağlıyor ve yalnızca Hizkiya ve Davut’un günlerinde olduğu gibi pak bir ibadet değil, ancak aynı zamanda Musa’nın Yasasına kusursuzca riayet edilmesini isteyen Yahuda’daki bir grubun etkisi altında kalıyordu. Yahuda’daki reformasyonun doruk noktasına, [M.Ö.]{.smallcaps} 622 yılında, yani Yoşiya on sekiz yaşındayken, kralın ve ulusun tümü “resmi birlik antlaşmasına” dâhil olarak Musa’nın Yasasına hem dini hem de sosyal açıdan uyma kararı aldığında ulaşıldı.
Çalışanlar Tapınağı onarırken bulunan Yasa kitabı, kendisini diğer kâhinlerle birlikte bu reforma adayan baş kâhin Hilkiya’nın elinden geçti. Ve Yahve’nin hakiki peygamberlerinin bu konuda ne düşündüğü, örneğin Yeremya 11. bölümde peygamberin, Yeruşalim sokakları ve Yahuda kentlerinde şu peygamberlik sözlerini duyurduğu, “Bu antlaşmanın koşullarını dinleyin, onlara uyun” sözlerinde görülebilir.
Eski İsrail krallığının bulunduğu bölgede Yahve’nin Yasasını sevenler olduğundan dolayı, Yoşiya Yeruşalim’i eski İsrail krallığı topraklarıyla birleştirmek istedi ve Beytel’deki putperest sunağı yıkıp, rahiplerini öldürdü. Aslında yeni vatanseverlik dalgası, Yahuda kralı Yoşiya’nın Mısır’la girdiği savaşta, Firavun Necho’nun ordusu tarafından ülkenin kuzeyindeki Megiddo’da öldürülmesiyle parçalandı.
Yoşiya’nın dört varisi de zayıftı ve Davut’un soyuna layık değillerdi. Yoşiya’nın varisi olarak tahta halk tarafından getirilmiş olan Yehoahaz, Necho tarafından indirildi ve diğer oğul Yehoyakim on bir yıl boyunca hükümranlık sürdü. Ancak hükümranlığının ilk yıllarında, Asya’nın efendisi Nebukadnessar’ın kendi gücünü artırmasıyla Kildanilerin Filistin’e seferleri başladı ve Mısırlıları Karkamış’ta ([M.Ö.]{.smallcaps} 605) mağlup etmesiyle gücünü güneye doğru da artırınca, Yehoyakim Nebukadnessar’a boyun eğmeye razı oldu ve görünüşe göre verimsiz hayatını kurtarmaya çalışırken de yitirdi. Yahuda’nın çok sayıda önderi, asilleri, kâhinleri, askerleri ve zanaatkârları ülkeden Yehoyakim ve üç aylığına babasının tacını takmış olan oğluyla birlikte [M.Ö.]{.smallcaps} 598’de sürüldü.
Bununla birlikte, on bir yıl boyunca Yahuda’nın kalıntısı, Yoşiya’nın üçüncü oğlu ve Davut’un tahta oturma sırasında sonuncu olan Sidkiya’nın altında zayıf bir devlet var olmaya devam etti. Babil kralı için yemin etmesine rağmen, peygamberleri Yeremya ve Hezekiel aracılığıyla Yahve’nin açık uyarıları karşısında, bu zayıf ve inançsız kral Babil’e başkaldırdı ve Mısır ordusuna güvenerek kuşatmaya direnmeye hazırlandı. Ancak Yeruşalim’in sonu, tıpkı Samiriye’nin sonu gibi gelmişti ve Kildani ordusu kuzey duvarındaki oyuktan kente girdi; kral kaçtı ve yakalandı, kör edildi ve sürüldü ve tüm kent, evler, duvarlar, kapılar ve hatta Tapınak –Süleyman’ın dört yüz yıl boyunca var olan ünlü Tapınağı– [M.Ö.]{.smallcaps} 587’de tamamen darmadağın edildi. Yüksek sınıflardan kalanların hepsi, Yeruşalim’in nüfusu ve büyük kasabalarla birlikte, yaptıkları putperestlik ve itaatsizliğin sonucu olarak, Yasada bile tehdit olarak bulunan ve peygamberlerin birçoğu tarafından son derece büyük ceza olarak öngörülen sürgünün başlaması için Babil’e götürüldü.
Sorular
-
Samiriye’nin düşüşü, Yahuda Krallığını nasıl etkiledi?
-
Hizkiya, Sanherib’in tehditlerine nasıl karşılık verdi? Sonuç ne oldu?
-
Dini reformasyonu hangi kral başlattı? Yahuda’ya sunulan antlaşmanın temeli neydi? Sonu nasıl oldu?
-
Kildanilerin Yahuda ile olan ilişkilerinin Hizkiya, Yehoyakim ve Sidkiya dönemlerinde nasıl olduğunu açıklayınız.
-
Yeruşalim ne zaman yıkıldı? Yıkım beklenmedik bir şekilde ve hiç uyarı yapılmadan mı gerçekleşti?
Tiglat-Pileser, [M.Ö.]{.smallcaps} 745–727; Şalmaneser, 727–722; Sargon, 722–705; Sanherib, 705–681; Esarhaddon, 680–668; Asurbanipal, 668–626.