Dönüm Noktası

İsa’nın öğretisi çeşitli yollarla devam etti. Bazen Dağdaki Vaaz gibi geniş söylevler oldu. Diğer bir yanda ise Rabbimizin en kıymetli öğretileri, kendisine karşı gelen kişilere veya bazı özel durumlarda verdiği kısa sözlerdedir. Özel dikkate layık başka bir öğreti biçimi de var –yani benzetmeler.

Markos 4:1–34 ve Paralel Bölümler

Benzetme, günlük yaşamdan alınmış örnekler olup, amacı bazı ruhsal dersler vermektir. Kinayeden farkı, uygulamanın ayrıntılı biçimde verilmemesidir. Genellikle benzetmeler yalnızca tek bir basit ders verir; benzetmenin literal anlamı ile derin ruhsal hakikat arasında tek benzerlik budur. Böylece Rabbimiz, Tanrı’nın duaları cevaplamasıyla, adil olmayan yargıcın ısrarcı dulun davasına bakmasını karşılaştırdığında, benzerlik yaratılmaya çalışılan şey ayrıntılar değildi; Tanrı, adil olmayan yargıçtan çok daha farklıdır. Fakat benzerlik noktası şuydu — ısrar etmek her iki olayda da etkisini gösterir.

Benzetme ile kinaye arasındaki fark, çok da büyük bir fark değildir ve bazen de fark ortadan kalkar. Böylece İsa’nın yeryüzündeki hizmetinin sonlarına doğru anlattığı Bağ Kiracıları benzetmesinin büyük bir bölümü kinayedir. Bir yere kadar olan ayrıntılar önemlidir — bağ kiracıları Yahudileri ve önderlerini, ilk gönderilen köleler peygamberleri, oğul ise İsa’yı temsil eder. Fakat İsa’nın birçok benzetmesi açık ve basittir; benzetmelerin amacı ayrıntıda boğmak değil, ancak bir ders vermektir.

İsa’nın benzetmeler kullanmasındaki amacı iki yönlüdür. Birincisi, benzetmeler öğrenmek istemeyenler için yeterince anlaşılır değildir. İlahi adalet ilkesine uygun olarak, hakikatlere karşı gözlerin kasten kapanması, karanlığın arttırılması demektir. İkincisi, hakikati kabul etmek isteyenler için benzetmeler son derece barizdir; öğretinin temsili açıklanış biçimi yalnızca anlamı ortaya çıkarmaktadır.

İsa’nın hizmeti yalnızca öğretiden ibaret değildi. Öğretinin yanı sıra, ilahi gücün müthiş sergilenişi de vardı. İlahi gücün bu sergilenişleri çeşitlilik gösterirdi. Birçoğu şifa mucizeleriydi; İsa, kötürümleri yürüttü, dilsizleri konuşturdu, sağırların kulaklarını açtı. Bununla birlikte, cinleri de kovdu. Tanrı’nın Oğlu’nun huzurunda, Şeytan ve onun hizmetçileri tüm öldürücü güçlerini kullandılar. Ancak cinler, İsa’nın sözünden kaçmak zorunda kaldılar.

Matta 8:23–27 ve Paralel Bölümler

Ne var ki, tüm mucizeler şifa mucizeleri değildi. Bazı göze çarpan mucizeleri çeşitliydi. Fakat hepsi de, İsa’nın ilahi gücünü sergilemekteydi. Gölde korkmuş havarilerin ortasında Rabbimiz fırtınaya ve dalgalara “Sus, sakin ol” dediğinde, tüm doğanın Hâkiminin kim olduğu ortaya çıkmış oldu. İsa’nın bazı mucizeleri, O’nun kendi esrarengiz iradesine bağlıydı, fakat tüm mucizeleri O’nun dünyanın Sahibi olduğunu gösteriyordu. Yeryüzünü başlangıçta var eden, aynı yaratıcı gücü hala kullanabilir. Doğanın sıradanlığından farklı olarak mucize, Tanrı’nın yaratıcı ve sağlayan gücünün sergilenmesidir.

Matta 14:13–21 ve Paralel Bölümler

Mucizelerin arasında İsa’nın beş bin kişiyi doyurma mucizesi de son derece önemlidir. Önemli oluşu, dört Müjdede de anlatılmasından anlaşılmaktadır (Matta 14:13–21 ve paralel bölümler). Büyük bir bölümünde Yahudiye’de olanları ele alan Yuhanna Müjdesi bile Sinoptik Müjdelerle paralelliğini koruyarak, Celile’de olanları aktarmıştır.

Bu olay Rabbimizin ününün reddedilmeye başladığı zaman, zirveye ulaştığını göstermektedir. Bundan önce bile bazıları tarafından kabul görmemişti; O’nun tanınmışlığı evrensel olmaktan uzaktı. Din bilginleri ve Ferisiler O’na karşı geldiler, kendi ev halkı tarafından bile anlaşılmadı ve hatta büyüdüğü kentte iki kez reddedildi. Fakat genellikle halkın beğenisini kazandı.

Beş bin kişiyi doyurduğu zaman, ünü doruk noktasına ulaştı. İsa kalabalıklardan ayrılıp Kefernahum Nehri’nden tenha bir yere geçti. Fakat ününden dolayı yalnız kalamadı. Yalnız kalmaya çalıştığında bile insanlar O’nun peşinden gittiler; öğretilerini dinlemek için sahip oldukları azmin sonucu olarak, hiç yiyecek veya barınacak yer hakkında düşünmüyorlardı. Ne var ki, akşam olduğunda ihtiyaçları ortaya çıktı. Fakat Rabbimiz onlara acıdı, çünkü çobansız koyunlara benziyorlardı. İlahi gücünün lütufkâr sergilenişiyle, tüm kalabalığa yetecek biçimde beş ekmek ve iki balığı bölüştürdü.

Matta 14:22–34 ve Paralel Bölümler

Beş bin kişiyi doyurduktan sonra aradığı tenhalığı buldu, dua etmek üzere dağa çıktı. Kalabalıklar gölün kıyısında kendi yollarıyla ilgileniyorlardı; var olan yegane tekneyi alan havariler, güçlü rüzgara direniyorlardı. Ancak yaklaşık gece üçte, Rabbimiz suyun üzerinde yürüyerek havarilerine doğru yaklaştı. Kuşkusuz O’na tapınıp, “Sen gerçekten Tanrı’nın Oğlu’sun” dediler.

Yuhanna 6:22–71

Bu sırada kalabalık yürüyerek Kefernahum’a gitti. İsa’nın oraya onlardan önce vardığını fark edince çok şaşırdılar. Fakat maalesef şaşkınlıkları onları, hakikate ve kalıcı imana yönlendirmedi. İsa’nın onlara vermiş olduğu dünyevi ekmeğe değer veriyor, ancak ruhsal ekmeği almak istemiyorlardı. İsa, kendisinin gökten inmiş olan “Yaşam Ekmeği” olduğunu söyledi; gerçekten yaşayacak olanlar, O’nun sağlamış olduğu kurtuluş eylemini kabul edip O’ndan beslenenlerdir (Yuhanna 6:22–71).

Yahudiler bu sözü çetin buldular. Ailesini tanıdıkları İsa, nasıl olur da gökten inmiş ekmek olur? İsa’yı takip edenlerden birçoğu da gücenip, “bu söz çok çetin” dediler ve İsa’yı terk ettiler. Bu sefer İsa’nın ünü azalmaya başladı.

Fakat O’nunla kalan öğrenciler vardı. İsa, havariler dediği on iki kişiyi seçmişti. O, onları paydaş olmaları üzere seçti ve öğretip şifa vermek üzere zaten göreve de göndermişti. Onlara dönerek, “Siz de mi ayrılmak istiyorsunuz?” diye sordu. Sonra Petrus diğerlerinin de adına konuşarak, gerçek öğrenci ile çetin söze gücenip gidenlerin arasındaki farkı göstermiş oldu. “Rab” dedi, “biz kime gidelim? Sonsuz yaşamın sözleri sendedir.”

Sorular

  1. Benzetme nedir? Kinayeden farkı nedir?

  2. İsa niçin benzetmeler kullanıyordu? Müjdelerde geçen bazı benzetmeleri belirtiniz.

  3. Mucize nedir? İsa niçin mucize yaptı?

  4. Beş bin kişiyi doyurmanın özel amacı neydi?

  5. İnsanlar niçin “Yaşam Ekmeği” konusunda gücendiler?