Üçüncü Misyon Yolculuğu: Korintliler ve Romalılar Mektubu

Galatyalılar mektubuna ilaveten bir mektup da Pavlus tarafından Efes’teyken üçüncü misyon yolculuğu sırasında yazıldı. Bu mektup, Birinci Korintliler mektubuydu.

Birinci Korintliler Mektubu

Birinci Korintliler mektubunda, kilise topluluğunun durumu ile ilgili ayrıntılar, diğer tüm mektuplardan daha fazla belirtilmiştir. Pavlus Korint kilisesi hakkındaki bilginin bir kısmını Korint’ten Efes’e gelmiş olan “Kloi’nin ev halkı” aracılığıyla, bir kısmını da Korint kilisesinin yazdığı mektuptan edinmiştir. Mektupta yazılanlar hoşnut edecek şeyler değildi. Korint’teki Hristiyan Kilisesi, putperestlikle –düşünsel putperestlikle ve putperest yaşam tarzıyla– ölümüne mücadele ediyordu. Ancak bu mücadele, vahiy alan elçinin ve imanlıların yüreğindeki Tanrı’nın Kutsal Ruhu aracılığıyla zaferli sonuca doğru ilerliyordu.

Pavlus mektubunda, öncelikle Korint kilisesindeki tarafları ele aldı. Korintli Hristiyanlar “Ben Pavlus yanlısıyım; ben Apollos yanlısıyım; ben Kefas yanlısıyım; ben Mesih yanlısıyım” (1. Korintliler 1:12) deme alışkanlığı edinmişlerdi; yani müjde bildirisinden çok müjdenin iletilme şekliyle ilgileniyorlardı. Pavlus bu meseleyi muazzam ve ulvi biçimde halletti. Korint’te taraflardan bir kısmının tutumu entelektüel kibrin dışavurumuydu. Buna karşılık olarak elçi kendi okuyucularını gerçek bilgeliğe yönlendirdi. Ve eğer sizler de o bilgeliğe sahip olursanız, “çekişmelerinizi ve kibrinizi bir kenara bırakırsınız” dedi.

Bundan sonra, halledilmesi gereken günahlar yığını ve ahlaki paklığa karşı asi vurdumduymazlık mevcuttu. Pavlus, müjdenin ahlaki içerimlerine ve kendi deneyiminde de, Hristiyan’ın sahip olduğu haklardan feragat etmesine neden olan sevgi yasasına işaret ederek karşılık verdi.

Mektubun 12. bölümünden 14. bölümüne dek Pavlus, Ruh’un peygamberlik ve dillerle konuşmak gibi doğaüstü armağanlarından bahsetti. Bu armağanlar, Elçisel Çağdan sonra devam etmediler. Ancak onlar ve Pavlus’un daimi geçerliliği olan ilkeler hakkında bilgi sahibi olmamız önemlidir. En büyük ilke sevgi ilkesiydi. Pavlus’un Hristiyan sevgisi hakkında yazdığı harika ilahisi, Ruh’un armağanlarıyla ilgilidir (13. bölüm).

Düşünsel putperestlik, diriliş doktriniyle bağlantılı olarak Korint kilisesine sızıyordu. Pavlus bu konuyu, Mesih’in dirilişiyle ilgili bariz tarihsel kanıtlar sunarak ele aldı. Diriliş gerçeği Korint’te inkâr edilmemişti. Hatta yalnızca Pavlus’un tanıklığı ile değil, ancak Petrus, elçiler ve o dönem hala yaşamakta olan beş yüz kişinin tanıkları tarafından destekleniyordu. Pavlus; İsa’nın ölümü, gömülmesi, dirilişi ve görünmesiyle ilgili bilgileri Yeruşalim’den ve şüphesiz iman edişinden üç yıl sonra birlikte on beş gün geçirdiği Petrus’tan almıştı. 1. Korintliler 15:1–7 ayetlerinde Pavlus, Yeruşalim kilisesinin kendi temelini attığı bilgileri tekrarlar. Bu açıklamada Hristiyanlık büyük bir amaç veya sadece bir yaşam idealine bağlılık ya da belirli bir tür davranışın telkin edilmesi olarak değil, ancak gerçekten olmuş bir şey hakkında, yani Rabbimiz İsa’nın kefaretle ölümü ve görkemli dirilişi hakkında “bir bilgi” olarak görülmektedir.

İkinci Korintliler Mektubu

Birinci Korintliler mektubu, Korint kilisesindeki tüm sıkıntıları sonlandırmadı. Aksine, o mektup yazıldıktan sonra bazı zavallı işgüzarlar, Korint kilisesini elçiye karşı duydukları sadakatten uzaklaştırmaya kalkıştılar. Pavlus’un Korint’e yaptığı kısa süreli ziyaret, sorunu ortadan kaldırmadı. Sonunda Pavlus Efes’ten büyük üzüntüyle ayrıldı. Kişisel olarak büyük tehlikelerden geçti ve umutsuz anlarında bile Korint’e odaklanmaya çalışıyordu. Sıkıntılarına çözüm bulamayınca Troas’a gitti ve oradan da Makedonya’ya geçti. Orada sorunları çözüldü. Pavlus’un yardımcısı Titus, Korint’ten iyi haberle döndü; sevincini ve şükranını ifade etmek için Pavlus, İkinci Korintliler mektubu yazdı. Mektupta, Yeruşalim’deki yoksullara para yollanması konusunu ele aldı ve Korint’te sorun çıkaranları son kez uyardı.

Birinci Korintliler mektubunda ön planda olan topluluktu; ikinci mektupta ise ön planda olan elçi ve hizmetiydi. Bu mektupta Elçi Pavlus, yüreğinin sırlarını onların önünde açıyor ve Tanrı’nın ona emanet ettiği hizmetin yüceliğinden söz ediyordu. O hizmet, barıştırma hizmetiydi. Tanrı ve insanlar günah suçundan dolayı ayrılmışlardı ve böylece Tanrı’nın gazabının ve lanetinin hedefi oldular. Uçuruma köprü kurmak için insanların yapabileceği hiçbir şey yoktu. Ancak insanlar için imkânsız olan, Tanrı için mümkündür. Mesih’in kurtarış işi aracılığıyla aradaki uçurum kapandı; Mesih’in uğruna öldüğü insanların hepsi Tanrı’yla barışmış oldular.

Romalılar Mektubu

Korint’e varan Pavlus, orada üç ay kaldı. Bu süre boyunca Romalılar mektubunu yazdı. Pavlus Roma’yı ziyaret etme niyetindeydi. Roma kilisesini kuran o değildi; öyle ki, onun gelişine hazırlanmaları için Roma’ya gitmeden önce duyurduğu müjdeyi onlara açıkça beyan etmesi son derece önemliydi. Romalılar mektubunda da tam olarak bunu yapmaktadır. Kurtuluşun Mesih aracılığıyla olduğu konusu Romalılar mektubunda, Yeni Antlaşma’daki diğer kitaplardan daha fazla ifade edilmektedir. Galatyalılar mektubunda Pavlus bu konuyu, dini işlere karşı yaşadığı münakaşanın ortasında daha sert biçimde ele almıştı; burada ise daha sakin ve etraflıca açıklamaktadır.

Mektuptaki ilk büyük ayrımda Pavlus, kurtuluş ihtiyacını evrensel olarak ifade eder. Bu ihtiyaç günahtan dolayı vardır. Herkes günah işledi ve bütün insanlar Tanrı’nın gazabı ve laneti altındadır (Romalılar 1:18—3:20). Ancak Rab İsa Mesih, tüm imanlıların lanetini kendi üzerine alarak çarmıhta onlar uğruna öldü; O, bizim günahlarımız uğruna adil cezayı ödedi ve bize mükemmel doğruluğu bahşetti (3:21–31). Mesih’in bu kurtarış eylemi ve aracılığıyla kabul ettiğimiz iman, Eski Antlaşma Kutsal Yazılar’ında da ifade edilmişti (4. bölüm). Kurtuluşun sonucu, Tanrı’yla barışmaktır ve O’nun Mesih armağanı aracılığıyla başlattığı işi tamamlayacağına dair güvenceye sahip olmaktır (5:1–11). Böylece herkes Âdem’de, onun günahının suçunu paylaşarak nasıl öldüyse, bütün imanlılar da Mesih’te yaşayacaklardır (12–21. ayetler).

Ancak Pavlus devam eder ve Mesih aracılığıyla gelen özgürlüğün, günah işleme özgürlüğü vermediğini söyler; aksine, bu özgürlük günahın gücünden özgür olmak demektir ve Tanrı’nın gücüyle yönlendirilen yeni yaşam anlamına gelmektedir (6. bölüm). Günah, insanların buyrukları yerine getirmesini engellediğinden dolayı Yasanın yapamadığını, Mesih yapmıştır (7. bölüm). Mesih aracılığıyla imanlılar Tanrı’nın Oğulları oldular; onlar için hiçbir “mahkûmiyet yoktur” ve dünyadaki hiçbir şey onları Mesih’in sevgisinden ayıramayacaktır (8. bölüm).

Pavlus devam eder ve tarihin, Müjdenin yayılması için hep bir yol gösterici olduğunu söyler. Tanrı’nın Yahudilere ve Yahudi olmayanlara karşı olan yaklaşımları, kutsal ve gizemli bir tasarının parçalarıydı (9–11. bölümler). Mektubun son kısmında Pavlus, beyan ettiği görkemli müjdenin günden güne kutsal yaşamla sonuçlandığını göstermektedir (12–16. bölümler).

Sorular

  1. Birinci ve İkinci Korintlilerin ve Romalıların yazılmasındaki neden neydi?

  2. Bu üç mektubun özetini çıkartınız.